19 Haziran 2011 Pazar

Varlığımız keyfinize amade!

Uzaklaşmak gerek bazen şehrin karmaşasından, iş hayatının geriliminden, telaşından, günlerin koşturmacasından. Doğaya vurmak gerek. Çimlere basmak, sınırsız gökyüzü, yeşil, sessizlik, huzur gerek.

İşte tam da bu nedenle iki yorgun, bizim gibilerin ihtiyaçlarını şehirden çok da uzaklaşmadan karşılamak için kurulduğunu düşündüğümüz, gerçek bir köyün içine yerleştirilmiş konforlu "country club" çözümüne doğru çıktık yola. Bir saatlik yolu, kaybolarak iki saate uzattıktan sonra taşlı topraklı köy yolundan geçip bariyerli, kaymak asfaltlı girişe ulaştık.

Mükemmel bir doğa resminin içindeydik artık. Bakımlı ağaçlar, doğal yapılar, bir boyda çimler, olmazsa olmaz kibar, güler yüzlü çalışanlar ve tabiki bizimle birlikte bu doğayı paylaşan insanlar.

Odamıza yerleştik hemen. Özenle hazırlanmış, sade fakat konforlu, tam da beklediğimiz gibi. Inspection gerekli elbette, mekan geniş. Kibar ve güler yüzlü arkadaşımız bize eşlik etti ve keşfettik çiftliği, atları, içinde kurbağalar ve balıklar yaşayan gölcüğü, havuzu ve bahçeleri. Varolan herşey mükemmeldi de bir şeyler eksikti sanki, anlayamadık.

Akşam yemeği özenle hazırlanmıştı. Masamıza servis edildi barbeküden çıkan karışık ızgara, biz oraya kadar yorulmadık. Çok güzeldi de akşam üzeri açlıkla saldırdığımız muhteşem tostlar nedeniyle yiyemiyorduk işte. Neyse, kedi köpek doyar en azından dedik. Sonradan kibar garsonlardan öğrendik ki kedi köpek yokmuş burda. Misafirler rahatsız olmasın diye, hiç kedi köpek yok doğal olarak :) Yemek artıklarımız da çöpe gidecek doğal olarak!

....

Biz burda "doğal"ı gördük yine de. Odamızın altındaki ön hazırlık mutfağında bezelye ayıklayan aşçıların günlük sohbetlerini dinledik güle eğlene. Muhtarın yeğeniydi genç delikanlı, herkes tanırdı onu kendi köyünde. Oralarda havası vardı yani. Onunla dalga geçen yaşlı amcanın da dedesinin rahmetli köpeği pek akıllıydı, insanı bir kepaze ederdi de şaşar kalırdın. Onlara katılsak daha çok eğlenirdik hissi bilmem sadece beni mi yokladı, sanmam. Piknik alanında haydi lili lili lili yaaar eşliğinde göbek atan teyzelerin eğlencelerine şahit olduk havuz başında nasıl da hayattan yorulduğumuzu düşünürken. Onlar hoplayıp zıplarken dinleniyor, biz uzanıp unutmaya çalışırken yoruluyorduk oysa ki. Piknik alanının son düzlüğünde futbol oynayan gençlerin topu bizim tarafa kaçıyordu arada. Altta kot pantolon üstü çıplak çocukların etrafımızda olması rahatsız etti bizi haliyle. Burda böyle şey mi olur canım. Doğa dediysek doğal demedik, nerdeyiz biz. Söylesek şimdi çalışanlara hemen uyarırlar, yasak onlara bu tarafa geçmek zira.

Biz burda doğalı bir şekilde gördük aslında. Her ne kadar steril olsa da engel olunamıyor insanca doğallıklara. En iyisi bundan sonra doğayı değil doğalı seçelim ki sınıfsal ayrımları, varlığı keyfimize amade olanları görüp içten içe rahatsız olmadan dinlenelim dedik ayrılırken. Varsın kediler yemek yedirmesin, sineklerden korunmak için camları kapatalım yatarken.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder